| 
KAAT'I SANATI RESİMLERİ
 
 
Herhangi  bir düz kağıdın,süslü kağıdın (mesela ebrulu bir kağıdın) veya derinini  oyulmasıyla yapılan sanata katı'denir. Katı' sanatında,kesilip  çıkartıldıktan sonra başka bir yere yapıştırılan kısma "erkek oyma",içi  oyulmuş kısma ise "dişi oyma" adı verilir. Cilt sanatının şemse ve  köşebent tarzındaki ince ve zarif motifleri,hüsn-i hat örnekleri,vazo  desenleri tek çiçekler,buketler,tabiat manzaraları ve tasvirleri oyma  sanatında en çok rastlanan şekiller olarak,cilt kapaklarında,murakka'  kıt'alarda,albümlerde ve el yazması eserlerin süsleri arasında görülür.  Katı' sanatının kâğıt üzerindeki en eski örneklerine İran'da  rastlanmıştır. Osmanlılara gelişi XVI. yüzyılın başlarındadır. Özellikle  Kanuni Sultan Süleyman devrinde katı',önemli bir sanat dalı olarak  tezhipten sonraki en önemli süsü onuştur. Bu yazma eslerde oyma olarak  tezyini motiflere ve çiçeklere kadar hemen her şekil denenmiştir. Bu  kâğıt oyma sanatıyla uğraşanlara "Katı'an" (Oymacılar) denmiştir.XVI.  yüzyılda gördüğü rağbetle giderek gelişen kâğıt oymacılığı,XVII. ve  XVIII. yüzyıllarda da bu dönemlerin sanat anlayışına uygun eserlerle  ilerlemeye devam etmiştir. XVII. yüzyıl başlarında Türk kâğıt  oymacılığında isim yapan en büyük sanatkârlardan biri olan Bursalı  Mevlevi Fahri Dede başta olmak üzere,Nakşî,Halazâde Mehmed,Mahmud el  Gaznevî Derviş Hasan Eyyubî gibi adı bilinen katı' ustaları kadar,bu  sahanın isimleri meçhul kalmış sanatkarları da süsleme tarihimizde iz  bırakan nadide eserler yaratmışlardır.
 Katı'  sanatı XVIII. yüzyılda da özellikle çiçek türündeki eserlerle  canlılığını devam ettirmiştir. 1729 tarihli bir minyatür albümünün  sayfaları arasında bulunan sade,fakat nefis kompozisyonlar içindeki  değişik türde oymalar ile bir Divan'daki vazolu ve çiçekli bahçe  manzaraları,bu yüzyıldaki kâğıt oyma sanatının en güzel örnekleri  arasındadır.
 XVII. yüzyılda  Anadolu'ya gelen Batılı seyyahların beraberlerinde götürdükleri bazı  eserler yoluyla,katı' tekniği Osmanlılar kanalıyla Avrupa'ya geçmiştir.  Nitekim XVI. yüzyıl sonlarıyla XVII. yüzyıl başlarında Batı'da kâğıt  oymalarına karşı büyük bir ilgi başlamıştır. Bu sanatı benimseyen  Avrupalılar,bir süre sonra silhouette (gölge) adını verdikleri kendi  tarzlarını geliştirmişlerdir.
 Ciltçilik,hattatlık,ebru  gibi klasikleşmiş Türk sanatlarının gerilemesine paralel olarak Katı'  sanatı da gerilemiş yok olmaya yüz tutmuştur. XIX. yüzyılda bu sahada  hiçbir ciddi eserin ortaya konulamaması bu sanatın dalının sonunu  getiriştir.
 Bütün klasik Türk-İslam sanatlarında  olduğu gibi,oldukça sabır ve dikkat isteyen bu sanatın temsilcileri az  da olsa günümüzde çalışmalarına devam etmektedir. İstanbul eski eserler  müzesinde iki örneği olan bu sanatın halk tarafından bilinmemesi  yayılmamasındaki en önemli sebeptir.
 
      
      
      
      
 
      
      
      
      
      
      
      
      
      
  
          
        
          
                                                                                                                              | 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder